Lisede edebiyat hocamdan dinlemiştim (kulakları çınlasın): Yazdıklarının çoğunu okuduğunuz bir yazarla tanıştığınızda bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Yazdıklarıyla hayalinizde canlandırdığınız yazarla dağlar kadar fark vardır sanki. Bütün bunları yazanın karşınızda olduğuna inanamazsınız. Birisi vardı ki onunla tanıştığımda hayranlığım daha arttı. O Sunay Akın’ dı.
Stiglitz’ e duyduğum hayranlık yazdıklarını her fırsatta buraya taşımamdan belli olmalı. İlk önce Küreselleşme Büyük Hayal Kırıklığı’ nı 2001 krizi ertesinde oldukça etkilenmiştim kitaptan. Öyle etkilenmişim ki o zaman okuduğum bazı yorumlar hafızama kazınmış daha önceki postalarımda değinmiştim. Doksanların Yükselişi, Escaping the Resource Curse, Making Globalization Work, Türkçe’ ye yakınlarda çevrilen Üç Trilyon Dolarlık Savaş. Geçenlerde kitapçıdan tesadüfen gördüğüm Hüseyin Akyol’un derlemesi Stiglitz Melek mi? Şeytan mı? Stiglitz ile beni sanki yüzyüze tanıştırdı ve bana edebiyat hocamı hatırlattı. 23 yaşında MIT’den aldığı doktora derecesi, Dünya Bankası’ ndaki görevinden istifa ettirilişi, yine bu dalgalı günlerde görüşlerine sıkça başvurulan Roggof’un Stiglitz’e kitap tanıtım toplantısında çıkışması gibi bir çok şey öğrendim. Bunların hepsi Stiglitz’e hayranlığımı oldukça artırdı.
“Hakikati bulan başkaları farklı düşünüyorlar diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir adamın ‘benden başka herkes aldanıyor’ demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?”
Daniel de Foe