Stiglitz

Stiglitz

Lisede edebiyat hocamdan dinlemiştim (kulakları çınlasın): Yazdıklarının çoğunu okuduğunuz bir yazarla tanıştığınızda bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Yazdıklarıyla hayalinizde canlandırdığınız yazarla dağlar kadar fark vardır sanki. Bütün bunları yazanın karşınızda olduğuna inanamazsınız. Birisi vardı ki onunla tanıştığımda hayranlığım daha arttı. O Sunay Akın’ dı.

Stiglitz’ e duyduğum hayranlık yazdıklarını her fırsatta buraya taşımamdan belli olmalı. İlk önce Küreselleşme Büyük Hayal Kırıklığı’ nı 2001 krizi ertesinde oldukça etkilenmiştim kitaptan. Öyle etkilenmişim ki o zaman okuduğum bazı yorumlar hafızama kazınmış daha önceki postalarımda değinmiştim. Doksanların Yükselişi, Escaping the Resource Curse, Making Globalization Work, Türkçe’ ye yakınlarda çevrilen Üç Trilyon Dolarlık Savaş. Geçenlerde kitapçıdan tesadüfen gördüğüm Hüseyin Akyol’un derlemesi Stiglitz Melek mi? Şeytan mı? Stiglitz ile beni sanki yüzyüze tanıştırdı ve bana edebiyat hocamı hatırlattı. 23 yaşında MIT’den aldığı doktora derecesi, Dünya Bankası’ ndaki görevinden istifa ettirilişi, yine bu dalgalı günlerde görüşlerine sıkça başvurulan Roggof’un Stiglitz’e kitap tanıtım toplantısında çıkışması gibi bir çok şey öğrendim. Bunların hepsi Stiglitz’e hayranlığımı oldukça artırdı.

 

Hakikati bulan başkaları farklı düşünüyorlar diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir adamın ‘benden başka herkes aldanıyor’ demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?”

 

Daniel de Foe

Published in: on Mayıs 23, 2009 at 12:57 pm  Comments (2)  

Paradigmanın İflası

NJP770XK090OGS2Q3YU92X0SgNewsweek Türkiye bu haftaki sayısını Mardin’de yaşanan acı olaya ayırmış.

Türkiye’nin batısı, doğuda olup bitene baktığında ya terörü ya da töreyi görmeye şartlanmış durumda.[…] Bölgede yaşayanlar içinse terör de töre de hayatın sıradan bir olgusu. Ama onlar da yaşananlara sebep olarak bir başka unsuru “karanlık güçler”i gösterme eğiliminde.”

“Türkiye’ de endüstrileşmiş bir altyapı oluşsaydı,genel savaştan çıkıldıktan sonra bile, Milli Mücadele’nin de Cumhuriyet’in de siyasi tarihi çok başka olurdu.” (Mete Tunçay, Eleştirel Tarih Yazıları sayfa 28’den)

Published in: on Mayıs 13, 2009 at 10:18 pm  Yorum Yapın  

Krize NOKTA

resim063241dd6328779709c3eacd0480cc7f Derviş Zaim’in Altın Portakal’da ödülleri toplayan filmi “Nokta” sonunda gösterime girdi.  Derviş Zaim’in dinlediğim yorumlarından sonra filmi dört gözle bekliyordum. Derviş Zaim “Evrensel sinemaya bu topraklardan birşeyler katma gayretindeyiz” (tam olarak böyle olmayabilir ama bu minvalde bir şeyler söylemişti). Evrensel değerler, yerel dinamikler ilişkisi her zaman dikkatimi çekmiştir. Küresel krizle ilgili artık dibi gördüğümüze dair beklentiler artarken (Roubini’ de artık U formasyonunun ortalarında olduğumuzu düşündüğünü söyledi)  yeniden yapılanma planları yerel dinamikleri gözden kaçırmamalı.  The Economist’ in bu haftaki sayısında Fransız Modeli: Vive la différence! başlıklı yazıda “Fransız tarzı iyi görünüyor; en azından ekonomik kriz dönemlerinde…” diyerek çok değil kriz patlak vermeden hemen önce sert bir şekilde eleştirilen Fransız Modeli küresel resesyondan diğerlerinden daha hafifi darbe yediği vurgulanmış.

Yazıya göre Fransız Modeli’nin temel özellliği devletin tedarikçi, vatandaşlar için tampon ve zor zamanlarda serveti dağıtma ve talebi pompalama rolünün yanında planlama ve düzenleme rolleri de var.  Fransız bankaları da krizde oldukça yüksek meblağlar kaybettiler; ama Amerikalı ve İngiliz akranlarına nazaran daha iyi bir performans sergilediler. Bunun  sebebi görece daha sıkı regülasyon. Mortgage piyasasını ele alırsak: 2007’de Fransa’da mortgage borcunun GSYH’ya  oranı %35 iken, aynı oran Almanya’ da %48, İngiltere’de %86, İrlanda’da %75, İspanya’da %62. IMF beklentilerine göre Fransız ekonomisinin %3 küçülmesi beklenirken, İngiltere’nin %4,1, İtalya’nın %4,4 ve Almanya’nın %5,6 küçülmesi bekleniyor.

Fransa’nın bir çok alanda önemli etkisi olmuş. Yanlış bilmiyorsam serbest pazar ekonomisini Adam Smith’den değilde Jean Baptiste Say ile öğrenmişiz. Bugün de Fransa gibi diğer politika örnekleri değerlendirilip yerel şartlara uyarlanmaya çalışılmalı. Derviş Hoca’nın tabiriyle evrensel ekonomik kavramlara bu topraklardan bir şeyler katmak gerekli.

Published in: on Mayıs 11, 2009 at 9:12 pm  Yorum Yapın